Türk kahvesi
Türk kahvesi
kültürümün ve hayatımın içinde olan bir
içecektir. Yeri gelir eğlenmek için kullanılır, yeri gelir geçmişten ve
gelecekten haberler verir. Ve yeri gelir maharet sergilenir üzerinde,
evliliğe atılan ilk adımın vazgeçilmez unsurudur.
Hakkında şiirler yaşanmış şarkılar bestelenmiş, “Gönül ne kahve ister
ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane” denilen mucizevi
içecektir.
Ehlikeyfin içmesini ve yapmasını bilmekle yükümlü olduğu iştir
aslında. Sunulması bile alameti farikadır. Gümüş tepsilerde, dantelli
işlemelerde eşsiz lezzet ikram edilir ki, sizi bambaşka bir dünyaya
götürür
TÜRK KAHVESİNİN TARİHİ
Türk kahvesi içerdiği eşsiz lezzet kadar tarihi ile ünlüdür.
İlk
olarak Yemen Valisi Özdemir Paşa’nın kahveyi bulduğu anlatılır
kitaplarda.
Bir dönem “Günah” diyerek yasaklansa da kültürümüz
vazgeçilmezi olmuştur artık.
İlk seri üretim ve satışı işe 18. yüzyıla
uzanır.
Hani şu sağda solda gördüğümüz belli bir isim vardır.
Kurukahveci Mehmet Efendi..
KAHVENİN HAZIRLANIŞI
Kahve hazırlamak maharet ve bilgi ister. Herkes kahve hazırlar ama
maharetini bilmeyenin yaptığı kahve insanda istenilen tadı bırakmaz. Her
şeyden önce kahvenin taze olanı makbuldür. Az az ama bayatlamadan
tüketmek makbuldür kahveyi. Kahve hazırlanırken birinci kural da budur
işte.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır derler hani hep. İşte o
hatırı sağlamak için hazırlanacak bir fincan kahve için, cezvenin içine 1
fincan su, tepeleme dolu bir kahve kaşığı kuru kahve konur. İsteğe
bağlı olarak şeker de atılır. Yeniden soğuk su eklenmek kaydı ile o
muhteviyata ulaşılır.
Kahve hazırlarken dikkat edilecek bir diğer kural ise kısık ateşte
yavaş yavaş pişmesidir. Köpüklenmeye başladığında az az üzerindeki
köpüklerden alınır ve fincanlara pay edilir. Kahve kaynamaya
başladığında ise yeniden ateş üzerinden alınır, çok az olmak üzere
fincanlara yeniden pay edilir. Biraz daha ateşte tutulmak sureti ile
servis yapılır.
Kahvenin lezzetlisi mangal ateşinde pişenidir. Kahve pişirmek için
dahi bugün hala bakır işlemeli cezveler üretilir ki, fincanından
cezvesine kadar kızlarımızın çeyiz sandıklarına bile girer.
:))
Aucun commentaire:
Enregistrer un commentaire
Remarque : Seul un membre de ce blog est autorisé à enregistrer un commentaire.